Bipolar Bozukluk Tarihçesi ve Belirtileri
Tarihçesi
Bipolar bozukluk, eski
zamanlardan itibaren çeşitli şekillerde tanımlanmış olsa da, modern psikiyatri
alanında 20. yüzyılda tam olarak tanımlanmış ve tedavi edilen bir hastalık
olarak kabul edilmiştir. Bipolar bozukluk, özellikle dönemin ilk psikiatri
kitaplarında "manik-depresif hastalık" olarak adlandırılmıştır. Bu
terim, hastalığın iki uçlu doğasını tanımlar; bir tarafında manik (aşırı
heyecanlı) ruh hali ve diğer tarafında depresif (aşırı üzgün) ruh hali bulunur.
Bipolar bozukluğun
tanımlanması, 1850’lere kadar gitmektedir. Ünlü Alman psikiyatrist Emil
Kraepelin, bu hastalığı iki ana kategoride tanımlayarak günümüzdeki bipolar
bozukluk tanısının temellerini atmıştır. Kraepelin'in çalışmaları,
manik-depresif hastalıkların nörolojik ve biyolojik bir temele dayandığını
savunmuştur.
20.yüzyılın ortalarında,
bipolar bozukluk, tıbbi ve psikolojik araştırmaların artan ilgisiyle daha
detaylı bir şekilde ele alınmış ve hastalığın tedavisinde ilaç tedavisi
(özellikle lityum) önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Bipolar bozukluğun
biyolojik temelleri ve genetik faktörlerle bağlantıları üzerine yapılan
araştırmalar, hastalığın tedavi edilmesinde önemli ilerlemelere yol açmıştır.
Günümüzde, bipolar bozukluk,
psikiyatri pratiğinde hem psikolojik terapilerle hem de ilaç tedavisi ile
yönetilebilen bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, tedavi
sürecinde bireysel yaklaşımlar, ilaç tedavisi ve psikoterapi kombinasyonları
ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Belirtileri
Bipolar bozukluk, mani
(yükselmiş ruh hali) ve depresyon (düşük ruh hali) arasındaki değişken ruh
halinin karakterize ettiği bir hastalıktır. Bipolar bozukluk, farklı tiplerde
görülebilir, ancak genellikle aşağıdaki belirtilerle kendini gösterir:
1.
Manik
Epizodlar:
a. Aşırı derecede yüksek ruh hali ve enerji
seviyesi.
b. Hızlı düşünme ve konuşma.
c. Gereksiz risk alma davranışları (örneğin, aşırı
harcama, tehlikeli kararlar alma).
d. İştah artışı veya uyku ihtiyacının azalması.
e. Sinirlilik veya aşırı agresif davranışlar.
f.
İdealizme ve
aşırı özgüvene dayalı düşünceler.
g. Konsantrasyon güçlüğü.
2.
Depresif
Epizodlar:
a. Uzun süreli üzgün, boş veya umutsuz hissetme.
b. Günlük aktivitelerle ilgilenmeme, zevk almama.
c. Aşırı yorgunluk, uyku problemleri veya aşırı
uyuma.
d. İştah kaybı veya aşırı yeme isteği.
e. Suçluluk, değersizlik veya kendini suçlama
duyguları.
f.
Düşünme ve
odaklanmada zorluk.
g. İntihar düşünceleri veya ölüm arzusu.
3.
Hiperaktif
Davranışlar:
a. Yüksek sesle ve hızlı konuşma.
b. Aşırı sosyal aktiviteler.
c. Birçok projeye aniden başlama ama yarıda bırakma.
d. İdealist düşünceler ve gerçeklikle bağdaşmayan
planlar yapma.
4.
Karmaşık
Duygusal Durumlar:
a. Manik ve depresif dönemlerin birbirine yakın bir
zamanda yaşanması.
b. Ani ruh hali değişimleri.
c. Depresyon ve mani belirtilerinin karışık şekilde
görülmesi.
5.
Bipolar II
Bozukluk:
a. Bipolar II bozukluk, daha hafif manik
belirtilerle (hipomani) depresyon belirtilerinin bir arada bulunduğu bir
durumdur. Hipomani, mani kadar şiddetli olmasa da kişilerin işlevselliğini
bozabilir.
Uyarı: Doktora Görünmeden Teşhis Koymayın
Bipolar bozukluk, profesyonel
bir değerlendirme gerektiren karmaşık bir hastalıktır. Eğer yukarıda belirtilen
belirtileri yaşıyor veya sevdiklerinizde gözlemliyorsanız, mutlaka bir psikiyatrist
veya psikolog ile görüşmeniz gerekmektedir. Kendi başınıza teşhis koymak ve
tedavi sürecine karar vermek, hastalığın daha karmaşık hale gelmesine neden
olabilir. Sağlıklı bir tedavi süreci için mutlaka uzman bir doktorun
önerilerini almanız önemlidir.
Hangi Branşın Konusudur?
Bipolar bozukluk, psikiyatri
branşının konusu olup, uzmanlık alanı psikiyatristlerdir. Bipolar bozukluk
tedavisinde psikiyatristler ilaç tedavisi ve psikoterapi gibi yöntemler
kullanarak hastayı tedavi eder. Ayrıca, psikoterapistler ve danışmanlar,
özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve aile terapisi gibi psikolojik
tedavi yöntemlerini kullanabilir. Ayrıca, bazı durumlarda iç hastalıkları
uzmanı da tedavi sürecine dahil olabilir.
Sonuç
Bipolar bozukluk, ruh hali
dalgalanmalarıyla karakterize edilen ciddi bir ruhsal hastalıktır. Her ne kadar
tedavi edilebilir bir hastalık olsa da, profesyonel yardım ve doğru tedavi
yöntemleriyle yönetilmesi gerekir. Bipolar bozukluk, kişilerin yaşam kalitesini
etkileyebilir, ancak doğru tedavi ve terapiler ile bu hastalık kontrol altına
alınabilir. Tedavi sürecinde bireysel bir yaklaşım benimsenmeli ve kişiye özgü
tedavi planları oluşturulmalıdır.